Avrupa Birliği, enerji politikalarında köklü bir değişimin kapısını aralayarak Rusya’dan doğal gaz ve LNG ithalatını 2028 itibarıyla tamamen yasaklamaya hazırlanıyor. Lüksemburg’da bir araya gelen AB enerji bakanlarının uzlaşıya vardığı yeni düzenleme, Birliğin enerji bağımlılığını azaltma ve jeopolitik bağımsızlığını güçlendirme hedefinin önemli bir parçası olarak görülüyor. AB Konseyi, Avrupa Parlamentosu ile yapılacak müzakerelerde izlenecek yol haritasını netleştirirken, teklif edilen düzenlemenin özellikle REPowerEU stratejisi kapsamında büyük önem taşıdığı vurgulanıyor.
Rusya gazı AB’de yasaklanacak gibi görünüyor
Yeni planda, Rus gazına yönelik yasak süreci kademeli olarak işleyecek. 1 Ocak 2026 itibarıyla Rusya ile yeni gaz ve LNG sözleşmeleri yapılamayacak. Ardından 17 Haziran 2026’da kısa vadeli mevcut sözleşmelerin sona erdirilmesi planlanıyor. Nihai aşamada ise, 1 Ocak 2028 tarihi itibarıyla tüm uzun vadeli sözleşmelerin iptaliyle Rus gazına tam bir yasak getirilmiş olacak. Bu süreçte, enerji arz güvenliği açısından zorluk yaşayabilecek ve denize kıyısı olmayan bazı üye ülkelere sınırlı ölçüde esneklik tanınabileceği de belirtiliyor. Ancak bu istisnaların kapsamının oldukça dar tutulacağı ifade ediliyor.
Rusya, Ukrayna savaşı öncesine kadar AB’nin en büyük gaz tedarikçisi konumundaydı. 2021 yılında AB’nin toplam gaz ihtiyacının yüzde 45’i Rusya’dan karşılanırken, bu oran 2023’e gelindiğinde yüzde 19’a kadar düşmüş durumda. Buna rağmen bazı AB ülkeleri, hâlâ LNG ve boru hatları üzerinden Rus gazı temin etmeye devam ediyor. Alınan bu karar, enerji alanında atılacak adımlar açısından yalnızca teknik değil, aynı zamanda siyasi ve stratejik bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
https://futureflow.life/hava-kirliliginin-ekonomik-bedeli-yuksek-olabilir/
Yasak planı, resmi olarak Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girecek. AB’nin bundan sonraki süreçte, enerji ihtiyacını karşılamak için yenilenebilir enerji yatırımlarını hızlandırması ve yeni tedarik rotaları oluşturması bekleniyor. Bu hamle, yalnızca enerji bağımsızlığına değil, aynı zamanda Avrupa’nın küresel enerji denklemindeki rolüne de doğrudan etki edecek nitelikte.