FutureFlow.Life

Metan emisyonlarında beklenen düşüş sağlanamadı

Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın yayımladığı yeni rapor, mevcut ulusal planlar eksiksiz uygulansa bile metan emisyonlarındaki düşüşün küresel hedeflerin gerisinde kalacağını ortaya koyuyor. UNEP ve İklim ve Temiz Hava Koalisyonu tarafından hazırlanan Küresel Metan Durum Raporu, metanın küresel ısınmadaki kritik rolünü ve azaltım çabalarının ulaştığı noktayı kapsamlı biçimde inceliyor. Son yıllarda devreye giren politikalar sayesinde emisyon artış hızı yavaşlamış olsa da, küresel ölçekte bir düşüş trendinin henüz başlamadığı vurgulanıyor.

Metan emisyonlarında hedeflenen azalma yakalanamadı

Avrupa ve Kuzey Amerika’da yürürlüğe giren yeni atık yönetmeliği düzenlemeleri ile doğal gaz sektöründeki durağanlaşma, geleceğe yönelik projeksiyonları bir miktar iyileştirmiş durumda. Ülkelerin BM’ye sunduğu ulusal katkı beyanları ve Metan Eylem Planları tamamen hayata geçtiğinde, 2030 itibarıyla emisyonların 2020 seviyesinin yüzde 8 altına çekilebileceği öngörülüyor. Bu rakam, metan emisyonlarında şimdiye kadar görülmüş en büyük kalıcı düşüş anlamına gelebilir; ancak yine de Küresel Metan Taahhüdü’nde belirlenen yüzde 30 azaltım hedefinin çok uzağında kalıyor. Uzmanlar, mevcut teknolojilerin tam kapasiteyle uygulanmasının zorunlu olduğunun altını çiziyor.

Rapora göre, tarım, atık ve fosil yakıt sektörlerinde en büyük azaltım fırsatları bulunuyor ve bu potansiyelin yüzde 72’si G20 ülkelerinde yoğunlaşmış durumda. Bu nedenle ölçüm, raporlama, finansman ve uluslararası iş birliği mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiği ifade ediliyor. Kanada Çevre Bakanı Julie Dabrusin, son dört yıldaki gelişmeleri olumlu bulmasına rağmen ülkelerin daha kararlı adımlar atması gerektiğini belirtiyor. AB Komiseri Dan Jorgensen ise mevcut taahhütlerin pratikte karşılık bulmasının sevindirici olduğunu, ancak çözüm uygulamalarının çok daha hızlı ölçeklenmesi gerektiğini dile getiriyor. UNEP İcra Direktörü Inger Andersen ise metan azaltımının iklim krizine karşı en hızlı etki sağlayan müdahalelerden biri olduğunu hatırlatarak, bu adımların sadece çevresel değil, aynı zamanda tarımsal üretkenlik ve gıda güvenliği için de büyük önem taşıdığını vurguluyor.

Sanayi Devrimi’nden bu yana yaşanan 1,3 derecelik küresel ısınmanın üçte birinin metandan kaynaklandığı biliniyor. Enerji sektörü ise insan faaliyetlerine bağlı metan salımında hâlâ ikinci sıradaki en büyük kaynak olarak öne çıkıyor. Tüm bu bulgular, metanla mücadelede hızlanmanın iklim hedeflerine ulaşmak açısından kritik bir eşik olduğunu bir kez daha gösteriyor.

Exit mobile version