Malezya, sürdürülebilir havacılık yakıtı (SAF) üretimine yönelik önemli bir adım atarak 2027 yılında üretime başlamayı planladığını açıkladı. İlk etapta yıllık bir milyon metrik ton kapasite hedefleyen bu girişim, ülkenin enerji dönüşümünde ve çevre dostu yakıt üretiminde liderlik hedefini güçlendiriyor.
Palm yağı atıkları değer kazanacak
Dünyanın en büyük ikinci palm yağı üreticisi olan Malezya, bu avantajını SAF üretiminde etkin bir şekilde kullanmayı planlıyor. Malezya Plantation ve Emtialar Bakanı Johari Abdul Ghani, SAF üretiminde kullanılacak ham maddelerin büyük bir kısmını palm yağı atıklarının oluşturacağını belirtti. Bu durum, hem küçük çiftçilere hem de palm endüstrisi oyuncularına ekonomik fayda sağlayacak. Palm yağı atıklarının, ham palm yağına göre daha yüksek bir değere sahip olduğu vurgulandı.
Johari, EcoCeres Renewable Fuels Sdn Bhd ve Petronas iş birliğiyle yürütülen iki büyük tesisin inşaatının sürdüğünü söyledi. Bu tesislerin toplam üretim kapasitesinin yıllık 1 milyon metrik tona ulaşması hedefleniyor. Bakan, Malezya’nın SAF üretiminde sadece iç pazarı değil, aynı zamanda ihracat pazarını da hedeflediğini ifade etti. Özellikle SAF üretmeyen ülkelere yönelik ihracat planları arasında.
Asean bölgesinde SAF kullanımına yönelik girişimler hızla yayılıyor. Singapur, 2026 yılında tüm uçuşlarda SAF kullanımını zorunlu hale getireceğini ve 2030 yılına kadar bu oranın %3 ila %5 seviyesine çıkarılacağını duyurdu. Endonezya ise Ekim ayında palm yağı bazlı jet yakıtıyla ilk ticari uçuşunu gerçekleştirerek sürdürülebilir yakıt kullanımına geçişte önemli bir adım attı.
Malezya’nın ulusal enerji dönüşüm yol haritasında, 2023 yılında belirlenen hedeflere göre 2050 yılına kadar SAF karışım oranının %47’ye çıkarılması planlanıyor. Bunun yanında hükümet, yatırımcıları çekmek için çeşitli vergi teşviklerini değerlendirdiğini açıkladı. Johari, bu teşviklerin Malezya’yı SAF geliştirme merkezi haline getirmeyi hedeflediğini belirtti.
SAF üretimi, yalnızca çevresel sürdürülebilirlik için değil, aynı zamanda ekonomik kalkınma için de önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. SAF’nin üretimi, fosil yakıtlara kıyasla karbon emisyonlarını azaltırken, aynı zamanda yerel ekonomiye katkıda bulunacak. Malezya, bu girişimiyle hem bölgesel hem de küresel ölçekte çevre dostu enerji dönüşümünün öncülerinden biri olmayı hedefliyor.