FutureFlow.Life

Küresel hidrojen stratejileri değişiyor

Hidrojen enerjisi, küresel ölçekte temiz enerjiye geçiş sürecinde kilit bir rol üstlenmeye başladı. Bu dönüşümde öne çıkan ülkelerden Japonya, Hollanda ve Hindistan, hidrojen alanında attıkları yeni adımlarla dikkat çekiyor. Japonya ve Hollanda, Osaka Expo’da imzaladıkları Mutabakat Zaptı (MoU) ile hidrojen teknolojileri, değer zinciri ve politika geliştirme gibi alanlarda kapsamlı bir iş birliği hedeflediklerini açıkladı. Bu anlaşma, iki ülkenin hidrojen konusunda derinleşen stratejik ortaklığını somutlaştırırken, aynı zamanda küresel hidrojen ekonomisinin şekillenmesinde önemli bir adımı temsil ediyor.

Yeni küresel hidrojen stratejileri karşımıza çıkacak

Avrupa cephesinde ise Almanya, hidrojen temelli yakıtlar için attığı yeni adımlarla süreci hızlandırıyor. Daha önce 2022 yılında başlatılan ancak düzenleyici belirsizlikler nedeniyle sonuçlandırılamayan H2Global programı, yeşil hidrojen bazlı metanol ithalatı için yeniden hayata geçiriliyor. 437,5 milyon euro bütçeye sahip yeni ihale, Almanya’nın düşük karbonlu yakıt ithalatına yönelik kararlılığını ve bu alandaki altyapı hedeflerini bir kez daha gözler önüne seriyor. Bu gelişme, ülkenin sürdürülebilir enerji sistemlerine geçişte hidrojenin ne kadar kritik bir kaynak olarak görüldüğünü ortaya koyuyor.

Hindistan ise hidrojen alanında daha agresif ve iddialı bir strateji izliyor. Ülke, 2030 yılına kadar küresel yeşil hidrojen talebinin yüzde 10’unu karşılamayı hedefliyor. Bu doğrultuda, 19 şirkete toplamda yıllık 862 bin tonluk üretim kapasitesi tahsis edildi. Aynı zamanda 2,3 milyar doları aşan bir yatırım paketiyle üretim, kullanım ve ihracatı kapsayan entegre bir yeşil hidrojen ekosistemi inşa edilmeye çalışılıyor. Hindistan’ın bu kapsamlı planı, ülkeyi sadece bölgesel değil, küresel ölçekte de hidrojen tedarik zincirinin merkezi haline getirme potansiyeli taşıyor.

https://futureflow.life/bu-afrika-ulkesi-yesil-enerji-yatirimlarini-artiriyor/

Bu gelişmeler, hidrojenin sadece çevreci bir enerji alternatifi değil, aynı zamanda ekonomik ve jeopolitik bir rekabet alanı haline geldiğini gösteriyor. Japonya ve Hollanda’nın ortaklıkları, Almanya’nın ithalat stratejisi ve Hindistan’ın üretim hedefleri, hidrojenin önümüzdeki on yılda enerji politikalarının merkezinde yer alacağını şimdiden kanıtlıyor.

Exit mobile version