Glasgow Üniversitesi’nden araştırmacılar, kanatsız rüzgâr türbinleri (BWT) olarak adlandırılan yenilikçi bir rüzgâr enerjisi teknolojisinin enerji potansiyeline dair önemli sonuçlar ortaya koydu. Renewable Energy dergisinde yayımlanan araştırmada, gelişmiş bilgisayar simülasyonları kullanılarak farklı BWT tasarımlarının verimlilik ve yapısal güvenlik açısından değerlendirilmesi yapıldı.
Kanatsız rüzgar türbinleri enerji potansiyelinde fark yaratabilir
Kanat yerine rüzgârla oluşan girdapların yarattığı titreşimlerden enerji üreten BWT’ler, geleneksel türbinlerden farklı olarak salınan ince silindirik yapılar şeklinde tasarlanıyor. Rüzgâr, bu yapılar çevresinde oluşan alternatif girdaplarla titreşim meydana getiriyor ve rezonans etkisiyle bu titreşimler elektrik enerjisine dönüştürülüyor. Araştırma, binlerce farklı tasarımı simüle ederek rüzgâr hızı, direk boyutları, güç üretimi ve yapısal dayanıklılık arasındaki ilişkiyi inceledi.
Sonuçlar, 65 cm çapında ve 80 cm yüksekliğindeki bir tasarımın yapısal bütünlüğünü koruyarak maksimum 460 watt güç üretebildiğini ortaya koydu. Bu, daha önce test edilen prototiplerin performansını önemli ölçüde aşan bir değer. Araştırmanın yazarlarından Dr. Wrik Mallik, en yüksek güç çıkışının en verimli tasarım anlamına gelmediğini, güç üretimi ile yapısal dayanıklılık arasında hassas bir denge gerektiğini belirtti. Bazı teorik modellerin 600 watt’a kadar güç üretebildiği tespit edildi ancak bu tasarımların yapısal olarak kısa sürede arızalanma riski taşıdığı ifade edildi.
https://futureflow.life/yapay-zeka-karbon-emisyonlarini-azaltiyor/
Glasgow Üniversitesi’nden Profesör Sondipon Adhikari, elde edilen bulguların BWT teknolojisinin geliştirilmesi için yol gösterici olduğunu ve bu tür türbinlerin özellikle şehir içi alanlarda, geleneksel türbinlerin kullanılamadığı yerlerde temiz enerji üretiminde önemli bir alternatif olabileceğini söyledi. BWT’ler, sessiz çalışmaları, daha az yer kaplamaları, az hareketli parçaya sahip olmaları nedeniyle düşük bakım gerektirmeleri ve yaban hayatına daha az zarar vermeleriyle öne çıkıyor. Bu özellikler, onları kentsel bölgelerde yenilenebilir enerji için cazip bir seçenek haline getiriyor.
Araştırma ekibi, BWT’lerin performansını artırmak ve daha büyük ölçekli sistemlere uyarlamak amacıyla metamalzemeler gibi ileri teknolojiler üzerinde çalışmalarını sürdürmeyi planlıyor. Bu gelişmeler, kanatsız rüzgâr türbinlerinin gelecekte enerji üretiminde daha yaygın kullanılmasını mümkün kılabilir.