Avrupa Isı Pompası Derneği (EHPA) tarafından yayımlanan yeni analiz, ısı pompalarının hava kirliliğini azaltmadaki kritik rolünü gözler önüne seriyor. Geleneksel ısıtma sistemlerinin, özellikle doğalgazlı kazanlar ve odun sobalarının, azot oksit (NOₓ) ve ince partikül madde (PM2,5) gibi zararlı emisyonlara neden olduğu vurgulanırken, bu sistemlerin ısı pompalarıyla değiştirilmesinin hava kalitesinde ciddi iyileşmelere yol açabileceği belirtiliyor.
Isı pompaları, hava kirliliğini azaltmada avantaj sağlıyor
EHPA’nın verilerine göre, doğalgaz kazanı yerine ısı pompası kullanılması NOₓ emisyonlarını yaklaşık %75 oranında azaltabiliyor. Odun sobalarından ısı pompalarına geçildiğinde ise PM2,5 kirliliğinde %99’a varan bir azalma sağlanabiliyor. Bu sonuçlar, özellikle kış aylarında yoğun ısınma kaynaklı hava kirliliğiyle mücadele eden Avrupa şehirlerinde büyük bir fark yaratma potansiyeline işaret ediyor.
Avrupa genelinde şu anda 23,2 milyon ısı pompası aktif olarak kullanılıyor. Bu sistemlerin hava kirliliğine bağlı yıllık ekonomik yükü yaklaşık 3,5 milyar avro azalttığı tahmin ediliyor. Ancak 2024 yılında yaşanan %22’lik satış düşüşü, büyüme hızının yavaşladığını gösteriyor. 2025’in ilk yarısında kaydedilen %9’luk artış ise sınırlı bir toparlanmayı işaret ediyor. EHPA, 2030 yılına kadar bu sayının 60 milyona çıkarılması halinde hava kirliliğine bağlı yıllık maliyetlerin yaklaşık 8,9 milyar avroya kadar düşebileceğini öngörüyor.
https://futureflow.life/enerji-donusumunde-esitlik-acigi-ortaya-cikti/
Dernek, bu dönüşümün hızlanabilmesi için Avrupa Birliği ve üye ülkelere çeşitli çağrılarda bulunuyor. Özellikle elektrik fiyatlarının düşürülmesi, dönüşüm teşviklerinin artırılması, kurulum için nitelikli iş gücünün yaygınlaştırılması ve elektrifikasyona dayalı ısıtma politikalarının önceliklendirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Ayrıca, 2027 itibarıyla yürürlüğe girmesi planlanan Emisyon Ticaret Sistemi 2’nin (ETS 2) binalardan kaynaklı emisyonların azaltılmasında önemli bir araç olacağına dikkat çekiliyor.
EHPA Genel Direktörü Paul Kenny, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, kirletici ısıtma sistemlerinin, insanların güvenli alanları olarak görülen iç mekânlarda dahi ciddi bir hava kirliliği yükü oluşturduğunu ifade etti. Kenny’ye göre, ısı pompalarının yaygınlaşması yalnızca enerji verimliliğini değil, sağlıklı bir yaşam ortamını da mümkün kılıyor.
Uzmanlar, ısı pompalarının fosil yakıtlara olan bağımlılığı uzun vadede azaltabileceğini ancak sistemlerin performansının uygulanacak coğrafi bölge, bina özellikleri ve elektrik üretiminin kaynağı gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebileceğini belirtiyor. Bu nedenle, ulusal ve yerel düzeydeki enerji politikalarının, hava kalitesi hedefleriyle uyumlu olacak şekilde şekillendirilmesi gerektiği ifade ediliyor.