İngiltere hükümeti, açık deniz rüzgâr enerjisine yönelik teşvik programında önemli bir genişlemeye gitti. Talebin beklenenin üzerine çıkması üzerine, Temiz Endüstri Bonusu adıyla bilinen yatırım fonu 200 milyon sterlinden 544 milyon sterline çıkarıldı. Reuters’ın aktardığına göre bu karar, Danimarkalı enerji şirketi Ørsted’in artan maliyetler nedeniyle Hornsea 4 adlı dev açık deniz rüzgâr projesini iptal etmesinin hemen ardından alındı.
İngiltere, açık deniz rüzgarı teşvik fonunu 544 milyon sterline yükseltti
Enerji Bakanı Ed Miliband, bu artışın kaçınılmaz olduğunu belirtirken, gelen yüzlerce proje başvurusunun İngiltere’nin sektöre olan ilgisini açıkça ortaya koyduğunu söyledi. Miliband ayrıca, Birleşik Krallık’ın 2030 yılına kadar açık deniz rüzgâr kurulu gücünü 15 GW seviyesinden 43 ila 50 GW aralığına çıkarmayı hedeflediğini belirtti. Bu hedef, ülkenin rüzgâr enerjisindeki küresel liderliğini pekiştirme arzusunun bir parçası olarak görülüyor.
Hükümetin yeni fonlama programı kapsamında, seçilen projelere her bir gigawatt kurulu kapasite için 27 milyon sterlinlik destek sağlanacak. Bu teşvikler özellikle, ekonomik dönüşüm ihtiyacı duyan geleneksel fosil yakıt bölgeleri, eski sanayi alanları, limanlar ve kıyı kasabalarında hayata geçirilecek projelere öncelik tanıyacak. Böylece hem yeşil enerji dönüşümü hızlanacak hem de yerel ekonomilere doğrudan katkı sağlanacak.
https://futureflow.life/nissan-dev-batarya-projesini-sonlandirdi/
Enerji Güvenliği ve Net Sıfır Departmanı (DESNZ), açıklamasında bu fon artışının açık deniz rüzgâr projelerini ekonomik olarak daha sürdürülebilir hale getireceğini vurguladı. Söz konusu teşviklerin, yılın ilerleyen dönemlerinde gerçekleştirilecek yenilenebilir enerji sübvansiyonları sürecine de entegre edileceği kaydedildi.
Yenilenebilir enerji sektörünü temsil eden RenewableUK’un Politika Yöneticisi Ana Musat ise bu finansal genişlemenin sektörde büyük çaplı özel yatırımları tetikleyebileceğini söyledi. Musat, yeni fonların özellikle açık deniz rüzgârı için parça ve bileşen üretecek fabrikaların kurulmasına katkı sağlayacağını, bunun da nihai olarak projelerin tüketicilere daha uygun maliyetlerle ulaşmasına olanak tanıyacağını belirtti. Bu gelişme, İngiltere’nin enerji dönüşüm sürecinde önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.