FutureFlow.Life

İklim değişikliği: Artık beklenmedik olaylar normal hale geldi!

İklim değişikliği, insanları her geçen gün daha büyük zorluklarla yüzleşmeye zorluyor ve bu durum artık kimse için sürpriz olmamalı. Dünya genelinde giderek artan hava olayları, iklim değişikliğinin etkilerini gözler önüne seriyor. Geçtiğimiz günlerde ABD’nin Kuzey Carolina eyaletinde meydana gelen şiddetli yağışlar, bölgede büyük bir şaşkınlık yarattı. Sadece 12 saat içinde bir metreden fazla yağış alan bu bölgedeki yetkililer ve halk, bu kadar yoğun bir yağışı beklemiyordu. Ancak, bu kadar büyük bir olayın şaşırtıcı bulunması asıl mesele olmalı. Bilim insanları ve çevre aktivistleri, onlarca yıldır iklim değişikliğinin etkileri konusunda uyarılarda bulunuyorlar. Hava ve deniz sıcaklıklarının artması, atmosferde daha fazla nem tutulmasına neden olurken, bu da daha yoğun yağışlar ve daha sık sel baskınları anlamına geliyor.

Yağmur, fırtına ve iklim değişikliği artık sürpriz değil

New York Times’a göre, Kuzey Carolina’daki bu şiddetli yağış, bin yılda bir görülebilecek bir olay olarak nitelendirildi. Fakat gerçek şu ki bu tür olayların tekrar yaşanma olasılığı düşündüğümüzden çok daha fazla. İklim değişikliği nedeniyle bu tür fırtınalar, anormal hava olayları ve aşırı yağışlar artık nadir değil. Kuzey Carolina’daki bu fırtına sadece son birkaç ayda yaşanan üçüncü büyük sel olayını temsil ediyor ve yetkililer bu gibi olayları önceden tahmin edememiş. Belki de asıl şaşırtıcı olan, bu olayların daha sık yaşanmaması. Atmosferi ve okyanusları ısındırarak bu tür olayların temelini kendimiz hazırlıyoruz.

İklim değişikliği konusunda farkındalık yaratmak amacıyla yıllardır uyarılar yapılıyor. Bilim insanları, 50 yıldan uzun bir süredir ısınan atmosferin daha fazla nem tutacağını ve bu durumun daha yoğun yağışlar anlamına geleceğini anlatıyorlar. Okyanuslar daha sıcak, hava daha nemli ve bu döngü hızla devam ediyor. Buna rağmen insanlar fosil yakıtları yakmaya ve atmosfere karbondioksit salmaya devam ediyor. Sadece Kuzey Carolina değil, Avrupa da bu yıl büyük yağış ve sel felaketleri yaşadı. Fırtına Boris, Polonya, Çekya, Avusturya ve Almanya gibi ülkelerde büyük hasara yol açtı. Vermont’ta bile daha önce hiç görülmemiş seviyelerde sel baskınları yaşandı.

Bazı bilim insanları ve girişimciler, iklim krizine karşı mühendislik çözümleri bulmayı hedefliyor. Fakat bu planların çoğu ya yetersiz ya da tehlikeli olabilir. Örneğin, okyanuslardaki suyu soğutmak için dev boru sistemleri kurarak fırtınaların etkisini azaltmayı öneren bir şirket mevcut. Ancak bu tür projelerin çevre üzerindeki etkilerini tam olarak öngörmek mümkün değil. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) bir araştırmacı, bu tür müdahalelerin bir bölgeyi korurken başka bir bölgeyi felakete sürükleyebileceğini ve bu durumun ciddi jeopolitik sorunlara yol açabileceğini belirtiyor. Örneğin bir kasırga Japonya’yı pas geçip Kuzey Kore’ye yönelirse bu tür bir müdahale savaş sebebi bile olabilir.

Asıl yapılması gereken, büyük mühendislik projelerine odaklanmak yerine, fosil yakıtlara olan bağımlılığı sona erdirmek olmalı. İklim değişikliğinin en büyük nedeni, atmosfere salınan karbondioksit ve metan gibi sera gazları. Yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişi hızlandırmak ve fosil yakıt kullanımını azaltmak, bu krizi çözmenin tek etkili yolu. Bu sayede, hem iklim üzerindeki baskıyı azaltabiliriz hem de doğrudan müdahale gerektiren büyük projelere ihtiyaç kalmadan daha sürdürülebilir bir geleceğe adım atabiliriz.

Exit mobile version