Şarj edilebilir hibrit araçların çevre dostu olduğu düşüncesi yaygın olsa da, yeni yapılan bir araştırma bu algıyı ciddi şekilde sorgulatıyor. Avrupa Çevre Ajansı (EEA) ve çevreci kuruluş Transport & Environment (T&E) tarafından yayımlanan son veriler, bu araçların gerçek emisyon değerlerinin resmi testlerde belirtilenden çok daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, hibrit araçlar laboratuvar ortamında yapılan testlerde gösterilen değerlerin beş katı kadar fazla karbon salınımı gerçekleştiriyor.
Hibrit araçlar, doğaya zarar mı veriyor?
2023 yılında trafiğe çıkan ve yakıt tüketimleri gerçek zamanlı olarak izlenen 127 binden fazla şarj edilebilir hibrit otomobilin ortalama karbondioksit emisyonu kilometrede 139 gram olarak kaydedildi.
Oysa bu araçların resmi testlerdeki değeri sadece 28 gram olarak belirtilmişti. Benzer sonuçlar 2021 ve 2022 yıllarında da tespit edilmiş; resmi emisyon değerleri 30-40 gram civarında seyrederken, gerçek kullanımda 130-140 gram seviyelerine ulaşıyor. Bu durum, şarj edilebilir hibritlerin kağıt üzerinde çevreci görünmelerine rağmen, pratikte beklenen çevre faydasını sağlamadığını gösteriyor.
https://futureflow.life/abdde-yenilenebilir-enerji-yukseliyor/
Bu tutarsızlığın temelinde ise emisyon ölçümlerinin laboratuvar ortamında, gerçek sürüş koşullarını yansıtmadan yapılması yatıyor. Testlerde, aracın bataryayla ilerlemesi için gereken süre yüksek tutulduğu için emisyonlar düşük gösteriliyor. Ancak sürücüler araçlarını düzenli şarj etmediğinde içten yanmalı motor devreye giriyor ve bu da emisyonların artmasına yol açıyor. Özellikle ani hızlanma veya yokuş çıkma gibi zorlayıcı durumlarda motorun daha fazla çalışması, salınan karbon miktarını önemli ölçüde yükseltiyor. Böylece, hibrit araçların çevreye olan zararının düşündüğümüzden çok daha fazla olduğu ortaya çıkıyor.