FutureFlow.Life

Güneş enerjisi zorunluluğu kentleri dönüştürüyor

Almanya’nın önde gelen kentlerinden Berlin ve Hamburg’da 2023 yılından itibaren uygulamaya giren güneş enerjisi yükümlülüğü, kentsel enerji dönüşümünde dikkat çekici sonuçlar doğurmaya başladı. “Solarpflicht” olarak adlandırılan bu düzenleme, yeni inşa edilen binalar ile çatılarda yapılan büyük ölçekli tadilatlar için fotovoltaik sistem kurulumunu zorunlu hâle getiriyor.

Güneş enerjisi zorunluluğu kentleri dönüştürmeye başladı

Berlin’de 2023 başından bu yana devreye alınan 53 bin güneş enerjisi sistemiyle toplam kurulu güç 459 MW’a ulaşmış durumda; bu da kentin elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 5,6’sını oluşturuyor. 2023 öncesi 15 bin civarında olan sistem sayısı, yalnızca bir yıl içinde 42 bine çıkarken, 2025 yılında kurulum hızının bir miktar düşmesinde çeşitli teknik ve idari nedenlerin etkili olduğu belirtiliyor. Bu düşüşe rağmen Berlin, teşvik mekanizmalarını genişleterek, özel sektör yatırımlarını artırmayı ve 2026–2027 döneminde yıllık 10 milyon avroluk SolarPlus programı ile kurulumları yeniden hızlandırmayı hedefliyor.

Hamburg’da da benzer bir yol izleniyor. 2023’te yeni binalar için başlayan zorunluluk, 2024’te mevcut binaların çatı dönüşümlerini de kapsayacak şekilde genişletildi. Kentteki uygulama, yeni yapılarda brüt çatı alanının, mevcutlarda ise net alanın en az yüzde 30’una güneş paneli kurulmasını öngörüyor. Ayrıca 2027 itibarıyla düz çatılarda yeşil çatı zorunluluğu da gündeme gelecek. Hamburg’un 2030’a kadar 800 MW, 2035’e kadar ise 1,5 GW güneş enerjisi kapasitesine ulaşma hedefi bulunuyor.

https://futureflow.life/elektrik-depolama-sektorunde-kapasite-artiyor/

Şu anda 234 MW düzeyindeki kurulu gücün artırılması için, kamu binalarına yönelik sistem kurulumları hız kazanmış durumda; 2025 başı itibarıyla 240 kamu binasında toplam 7,4 MW’lık kurulum yapılmış durumda. Hamburg Senatosu, sürecin hızlanması için uygulama engellerini azaltmayı, uzmanlık paylaşımını artırmayı ve çeşitli PV stratejileriyle yeni fırsat alanları yaratmayı amaçlıyor.

Her iki kentteki gelişmeler, zorunlu güneş enerjisi uygulamasının kent düzeyinde enerji dönüşümünü nasıl hızlandırabileceğine dair somut veriler sunuyor. Kurulu güçteki artış, teşvik programlarının etkisi, muafiyet başvurularının sınırlı kalması ve idari süreçlerin iyileştirilmesi, dönüşümün başarıyla sürdüğünü gösteriyor. Ancak yine de belirlenen uzun vadeli hedeflere ulaşmak için daha fazla yatırım, özel sektör katılımı ve yerel yönetimlerin aktif rolü gerekiyor. Bu örnekler, büyükşehirlerde çatı üstü güneş enerjisini zorunlu hâle getirmenin, fosil yakıtlardan çıkış sürecine katkı sunabileceğini ve diğer kentler için yol gösterici olabileceğini ortaya koyuyor.

Türkiye’de ise çatı üstü güneş enerjisi hâlen gönüllülük esasına dayanıyor. Oysa İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerde ciddi bir güneş enerjisi potansiyeli bulunmasına rağmen, kapsamlı ve zorunlu bir strateji henüz geliştirilmiş değil. Berlin ve Hamburg’un izlediği yol, Türkiye için hem mevzuat açısından hem de yerel yönetimlerin enerji planlamasındaki rolü bakımından önemli dersler içeriyor. Enerji dönüşümünü gerçek anlamda başarabilmek için yalnızca teknolojik yatırımlar değil, aynı zamanda sosyal, ekonomik ve yönetsel bütünlük de sağlanmalı.

Exit mobile version