Dünyanın farklı bölgelerinde terk edilmiş kömür madenleri, temiz enerjiye geçişin sembolü haline geliyor. Türkiye’den Çin’e, Kanada’dan Yunanistan’a kadar birçok ülke, bu eski maden sahalarını güneş enerjisi santrallerine dönüştürerek hem çevresel iyileşme sağlıyor hem de yerel ekonomiye katkıda bulunuyor. Henüz küresel ölçekte yeni bir uygulama olmasına rağmen, bu dönüşüm projeleri giderek yaygınlaşıyor ve sürdürülebilir enerjiye geçişte umut verici bir model oluşturuyor.
Eski kömür sahaları güneş enerjisi santrali olacak
Uluslararası enerji düşünce kuruluşu Global Energy Monitor (GEM) verilerine göre, Çin bu dönüşüm hareketinde lider konumda. Ülkede bugüne kadar 14 gigawatt (GW) kurulu güce sahip 90 maden sahası güneş santraline dönüştürüldü. Bu projelerin önemli bir kısmı İç Moğolistan’da bulunuyor. Ayrıca Ningşia Hui Özerk Bölgesi, Shandong, Şanşi ve Anhui gibi bölgeler de yüksek kapasiteleriyle öne çıkıyor. Çin’de şu anda planlama aşamasında olan 46 proje daha bulunuyor ve bunların toplam kapasitesinin 9 GW’ı bulması bekleniyor.
Türkiye de bu alanda aktif adımlar atan ülkeler arasında. Manisa’nın Soma ve Çanakkale’nin Çan ilçelerinde, üretimi sona ermiş kömür sahaları güneş enerjisi santrallerine dönüştürülerek elektrik üretimine başladı. Her biri 5 megawatt (MW) kapasiteli iki tesis, yılda yaklaşık 18 milyon kilovatsaat elektrik üretiyor. Yeni projelerin Kütahya ve Kahramanmaraş’ta devreye alınmasıyla Türkiye’deki maden sahalarından güneş santraline dönüşen tesislerin toplam kapasitesinin 24 MW’a, yıllık üretimin ise 41 milyon kilovatsaate ulaşması öngörülüyor.
Avrupa’da en dikkat çekici örneklerden biri Almanya’da yer alıyor. Eski bir kömür sahasında kurulan ve 605 MW kapasiteye sahip Witznitz Güneş Parkı, kıtanın en büyük güneş enerjisi tesislerinden biri konumunda. Yunanistan’daki 204 MW’lık Kozani Güneş Santrali de ülkenin kömürden çıkış stratejisinin ilk somut adımlarından biri olarak öne çıkıyor ve 75 bin haneye temiz elektrik sağlıyor. Benzer dönüşüm projeleri Kanada, İngiltere, Polonya, Macaristan ve ABD’de de hayata geçirilmiş durumda.
GEM verilerine göre, kapanan veya kapanması planlanan maden sahalarının dünya genelinde 103 GW’lık bir güneş enerjisi potansiyeli bulunuyor. Bu kapasitenin değerlendirilmesi, yaklaşık 250 bin kalıcı istihdamın yaratılması anlamına geliyor. Türkiye açısından bakıldığında ise potansiyel oldukça büyük. “Kömür Sahalarının Güneş Potansiyeli” raporuna göre, ülkedeki açık kömür ocaklarının güneş panelleriyle donatılması halinde 6,9 milyon hanenin yıllık elektrik ihtiyacı karşılanabiliyor.
Uzmanlar, maden sahalarının çoğunun elektrik şebekelerine 10 kilometreden daha yakın olmasının önemli bir avantaj sağladığını vurguluyor. Bu durum, güneş enerjisi projelerinin düşük maliyetli bir şekilde mevcut altyapıya entegre edilmesine olanak tanıyor. Çin’de dönüşüm projeleri büyük ölçüde devlet destekleriyle ilerlerken, Avrupa ve Kuzey Amerika’da da benzer girişimlerin sayısı hızla artıyor.
Kısacası, kömür sahalarının güneş enerjisi tesislerine dönüştürülmesi sadece temiz enerji üretmekle kalmıyor; çevresel onarım, ekonomik kalkınma ve adil geçiş açısından da geleceğin enerji politikaları için kritik bir fırsat sunuyor.
