FutureFlow.Life

Elektrik depolama sektöründe kapasite artıyor

Küresel enerji dönüşümünün en önemli yapı taşlarından biri haline gelen elektrik depolama teknolojileri, önümüzdeki yıllarda daha da stratejik bir konuma yerleşiyor. Brüksel’de düzenlenen Enerji Depolama Konferansı’nda paylaşılan rapora göre, 2030 yılına kadar dünya genelinde 1500 GW’lık bir elektrik depolama kapasitesine ulaşılması hedefleniyor. Bu hedef, mevcut kapasitenin yaklaşık altı katı anlamına geliyor ve sektörün önünde iddialı bir büyüme süreci olduğunu ortaya koyuyor.

Elektrik depolama sektöründe kapasite artmaya başladı

Son on yılda özellikle lityum-iyon batarya teknolojilerinde yaşanan maliyet düşüşleri, yatırımcıların bu alana olan ilgisini artırdı. Batarya maliyetlerinin yüzde 90 oranında azalması, projelerin finansal olarak daha yapılabilir hale gelmesini sağladı. Öyle ki, batarya yatırımları bugün küresel doğal gaz yatırımlarıyla başa baş seviyeye ulaşmış durumda ve önümüzdeki yıllarda bu oranı aşması bekleniyor. Elektrik depolama sistemleri yalnızca elektrik üretim ve tüketimi arasındaki dengeyi sağlamakla kalmıyor; aynı zamanda şebeke esnekliği, frekans istikrarı ve acil durumlarda kesintisiz enerji sağlama gibi hayati görevleri de üstleniyor. 2030 yılına kadar enerji sektöründe hedeflenen karbon emisyonu azaltımının yüzde 60’ının doğrudan batarya çözümleriyle bağlantılı olacağı tahmin ediliyor.

Ancak bu büyüme potansiyeline rağmen sektör, piyasa mekanizmalarındaki eksiklikler nedeniyle tam kapasiteye ulaşamıyor. Yatırımcılar için hâlâ yüksek sermaye maliyetleri, belirsiz gelir beklentileri ve hizmetlerin ekonomik olarak yeterince karşılık bulamaması gibi ciddi engeller söz konusu. Almanya, Birleşik Krallık ve Kanada gibi ülkeler, bu sorunları aşmak için yeni düzenlemeler geliştiriyor. Sektör uzmanları, elektrik depolamanın sunduğu teknik katkıların piyasa yapıları içinde tanınmasının ve bu hizmetlerin ekonomik olarak teşvik edilmesinin şart olduğunu belirtiyor.

https://futureflow.life/kuresel-yenilenebilir-enerji-hedefleri-gundem-oldu/

Öte yandan, bazı ülkeler bu dönüşümde öncü adımlar atıyor. Almanya’da yürütülen büyük ölçekli batarya projelerinin 2050 yılına kadar 12 milyar avroluk bir ekonomik fayda yaratması bekleniyor. Ayrıca, yalnızca 2030 yılı itibarıyla 6,2 milyon ton karbon emisyonunun önüne geçilmesi öngörülüyor. İspanya’daki 16 GWh kapasiteye sahip Alcantara 2 hidroelektrik santrali de bu anlamda dikkat çeken bir örnek olarak öne çıkıyor; proje, yenilenebilir enerjinin daha etkin entegrasyonu için dev bir batarya görevi görüyor.

Raporda, sektördeki hedeflerin gerçekleştirilebilmesi için kapsamlı bir piyasa reformunun gerektiği açıkça ifade ediliyor. Elektrik depolamanın tüm hizmetlerinin tanındığı ve teşvik edildiği bir yapı kurulması, tedarik zincirlerinin daha dirençli ve çeşitli hale getirilmesi, yatırımcı güvenini artıracak net politikaların uygulanması gibi adımların kritik olduğu vurgulanıyor. Elektrik depolama teknolojilerinin küresel enerji sistemlerinde oynayacağı rol, sadece enerji güvenliği açısından değil, aynı zamanda iklim hedefleri açısından da belirleyici olacak.

Exit mobile version