Pillsbury’nin araştırmasına göre, dünya çapında operasyonel temiz hidrojen üretim projelerinin sayısı önümüzdeki 5 yıl içinde en az 2 katına çıkarak 48 GW’a ulaşacak.
Uluslararası hukuk firması, 2028’in sonuna kadar 108 projenin gaz üretmeye başlayacağını tahmin ediyor. Pillsbury’nin hidrojen haritası, öngörülen güçlü büyümenin yanında, küresel sıfır ve düşük karbonlu hidrojen üretim projelerinin sayısının önemli ölçüde arttığını ve halihazırda hidrojen üreten 94 tesis olduğunu buldu.
Pillsbury’nin araştırmasını ilk yayınladığı 2021’den bu yana, geliştirmenin herhangi bir aşamasında izlenen üretim projelerinin sayısı yaklaşık yüzde 50 arttı. Araştırmaya göre, Avrupa temiz hidrojenin geliştirilmesinde başı çekiyor ve Almanya halihazırda faaliyette olan projelerin yüzde 25’ine ev sahipliği yapıyor. ABD, İngiltere ve Japonya’nın her biri 7 tesise ev sahipliği yapıyor.
Küresel olarak, 326 temiz hidrojen üretim projesi duyuruldu. Buna 310 yeşil hidrojen projesi ve 16 mavi hidrojen projesi de dahil.
Önümüzdeki 5 yıl içinde hidrojen enerjisinden üretilen GW elektriği açısından, Avustralya, yaklaşık 28 GW ile başı çekecek. Hollanda yaklaşık 7 GW ile ikinci sırada yer alacak. İrlanda yaklaşık 4 GW, son olarak Çin ve İspanya da 2 GW ile listeyi tamamlayacak.
Hükümet teşvikleri, temiz hidrojen endüstrisinin büyümesini hızlandırıyor
Hidrojen projelerindeki son büyüme, dünyanın dört bir yanındaki hükümetlerin hidrojen endüstrisini teşvik etme konusundaki önemli çabalarını takip ediyor.
ABD, Enflasyon Azaltma Yasası aracılığıyla temiz hidrojen üretim vergisi kredisi ve Altyapı Yatırım ve İstihdam Yasası (IIJA) ile birlikte bir hidrojen merkezleri programı sundu.
ABD, tüm ağırlığını AB’ye yakalamaya verdi. Bu nedenle son zamanlarda güçlü bir büyüme görmemiz şaşırtıcı değil, bu muhtemelen önümüzdeki yıllarda da devam edecek. Hidrojen merkezleri programı, hidrojen yarışında önemli rol oynayacak.
Hidrojen, uygulamalarda çok yönlü ve birçok sektörü karbondan arındırma yeteneğine sahip. Ancak uygulanabilir bir küresel temiz hidrojen pazarına sahip olmadan önce bazı engellerin hala ortadan kaldırılması gerekiyor. Bunlardan biri, hidrojenin boru hatları, amonyağa dönüştürme veya yeni sıvılaştırma teknolojileri kullanılarak uygun maliyetli bir şekilde nasıl taşınacağına dair sorun olarak öne çıkıyor.
İlginizi çekebilir: ABD’de temiz hidrojen üretimi hibe programı başlatıldı