FutureFlow.Life

Birleşik Krallık’ın ihalesi hüsranla sonuçlandı

Birleşik Krallık tarafından yenilenebilir enerji için açılan ihale, açık deniz rüzgar enerjisi tarafında hüsran ile sonuçlandı.

Birleşik Krallık hükümeti, yenilenebilir enerjiye özel sektör yatırımını teşvik etmek için bir ihale süreci başlatmıştı. Hükümetin “farklılık sözleşmeleri” (CfD’ler) olarak bilinen bir mekanizma aracılığıyla yatırıma teşvik etmeye çalıştığı sürecin sonuna gelindi. Ne yazık ki süreç, herhangi bir açık deniz rüzgar enerjisi projesi çıkaramadı.

Birleşik Krallık ihale açmıştı, sonuç hüsran oldu

Birleşik Krallık’ın en popüler yenilenebilir enerji kaynağı açık deniz rüzgarı. Bu yıl hükümet, özel sektörü yatırıma teşvik etmek için bir ihale süreci başlattı. Süreç şöyle işledi:

Hükümet maksimum bir referans fiyat belirledi. Tüketicilerden alınabilecek ücrete fiilen bir üst sınır koydu. Üreticilerin de 15 yıllık bir sözleşme süresince elektrikli sağlamak için bunun altında teklif vermesi gerekiyor. Ancak, işler istendiği gibi gitmedi.

Bu yılki ihale sürecini hiçbir proje kazanamadı. Bloomberg’e göre bu, hem ülkenin net sıfır hedefine ulaşmasının zorlaştırdı hem de tüketiciler için daha yüksek fatura riskine yol açtı.

Hükümetin 5. ihale turunda onaylanan 3,7 gigawatt’lık yeni projelerin çoğu, daha küçük kıyı rüzgar ve güneş enerjisi projeleri olarak dikkat çekti.

Öte yandan Açık deniz rüzgar ihalesinde hiç teklif verenin olmaması Rishi Sunak’a da bir darbe olarak değerlendiriliyor.

Bloomberg’in enerji muhabiri Javier Blas, konuyu şu şekilde değerlendirdi:

“Hükümetin yeni yenilenebilir kaynaklara yönelik beşinci açık artırma turunda yalnızca 3,7 gigawatt’lık yeni proje onaylandı; bu, geçen yılki tahsis turunda sözleşmeler verilen neredeyse 11 gigawatt’tan büyük bir düşüşe işaret ediyor. Yeni kapasitedeki büyük düşüşün ana nedeni, artan finansman ve tedarik zinciri maliyetleriyle karşı karşıya olan açık deniz rüzgar enerjisinin eksikliğiydi”

Açık deniz rüzgarı aslında büyük ölçekte konuşlandırılması en kolay projeler ve ülkenin 2050 emisyon hedeflerine ulaşmasının bir anahtarı. O yüzden büyük önem taşıyor.

Exit mobile version