Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) tarafından yayımlanan “Batarya Geri Dönüşüm ve İkincil Kullanım Teknolojileri” raporu, batarya geri dönüşümünün Türkiye’nin enerji bağımsızlığı yolunda ne denli kritik bir rol oynadığını ortaya koyuyor. Raporda, batarya üretim altyapısına son yıllarda yapılan yatırımların 1 milyar doları aştığı belirtilirken, bu alandaki gelişmelerin ekonomik ve stratejik etkilerine dikkat çekiliyor.
Batarya geri dönüşümü enerji bağımsızlığı alanında fark yaratacak
TTGV Yenilikçi Teknoloji Programları Direktörü Dr. Serdar Gökpınar’ın değerlendirmelerine göre, elektrikli araçların hızla yaygınlaşmasıyla birlikte, bataryalarda bulunan lityum, kobalt ve nikel gibi kritik minerallerin geri kazanımı artık kaçınılmaz hale gelmiş durumda. Türkiye’de bu değerli madenlerin büyük ölçüde bulunmaması nedeniyle, geri dönüşüm faaliyetleri hem enerji bağımsızlığının sağlanması hem de cari açığın azaltılması açısından büyük önem taşıyor.
Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre, 2024 yılında dünya genelinde elektrikli araç üretimi yüzde 25 artışla 17,3 milyona ulaşırken, Türkiye de bu alandaki gelişmelerden nasibini aldı. Yerli üretici Togg’un etkisiyle Türkiye’deki elektrikli otomobil sayısı geçen yıla göre yüzde 120 artarak 289 binin üzerine çıktı. Bu gelişmeler, batarya talebini ve buna bağlı olarak sürdürülebilir tedarik ihtiyacını daha da artırıyor.
https://futureflow.life/cin-gunes-enerjisinde-rekor-kirmayi-basardi/
Gökpınar, batarya üretiminin önündeki en büyük engellerin kritik hammaddelere erişim ve üretim sürecindeki teknik hassasiyet olduğunu belirtiyor. Lityumun büyük oranda Avustralya, Şili, Arjantin ve Bolivya gibi ülkelerden, kobaltın ise özellikle Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nden temin edildiğini vurgularken, Çin’in bu madenlerin işlenmesinde dünya genelinde söz sahibi olduğunu ifade ediyor.
2035 sonrasına dair öngörüler de dikkat çekici. Gökpınar, bu tarihten itibaren lityum ve bakır rezervlerinin çıkarılmasında ciddi zorluklarla karşılaşılmasının beklendiğini, bu nedenle geri dönüşümün sürdürülebilirlik açısından tek çıkış yolu haline geldiğini belirtiyor. Avrupa Birliği’nin 2031 itibarıyla batarya üretiminde geri dönüştürülmüş malzeme kullanımını zorunlu hale getirecek olması da bu yaklaşımı destekliyor. Gökpınar, Türkiye’nin de benzer politikalar geliştirmesi gerektiğini savunuyor.
Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nün (MTA) bu alandaki faaliyetlerinin önemine değinen Gökpınar, gerekli düzenlemeler ve yatırımların hayata geçirilmesi halinde Türkiye’nin batarya geri dönüşümünde bölgesel bir merkez haline gelebileceğini ifade ediyor. Enerjide dışa bağımlılığı azaltma ve ekonomik dengeleri güçlendirme hedefiyle batarya geri dönüşümünün stratejik bir fırsat sunduğuna dikkat çekiyor.