Avrupa’da rüzgâr enerjisi sektörü, enerji arz güvenliği ve iklim hedeflerinin yanı sıra istihdam ve sanayi politikaları açısından da giderek daha stratejik bir konuma yerleşiyor. WindEurope tarafından yayımlanan Avrupa Rüzgâr Enerjisi İşgücü Raporu, bugün 443 bin seviyesinde olan sektörel istihdamın 2030 yılına kadar 600 binin üzerine çıkacağını ortaya koyuyor. Bu artış, rüzgâr enerjisinin Avrupa ekonomisindeki ağırlığının önümüzdeki yıllarda daha da artacağını gösteriyor.
Avrupa’da rüzgar enerjisi istihdamı zirveye çıktı
Rapora göre sektörde hâlihazırda 211 bini doğrudan olmak üzere toplam 443 bin kişi istihdam ediliyor. Doğrudan istihdam; rüzgâr santrallerinin planlanmasından üretimine, kurulumundan işletilmesine ve kullanım ömrü sonunda devreden çıkarılmasına kadar tüm süreçleri kapsıyor. Karasal rüzgâr enerjisi, istihdamın büyük bölümünü oluşturmaya devam ederken, açık deniz rüzgâr projeleri de giderek daha fazla önem kazanıyor ve şu anda doğrudan işlerin yaklaşık yüzde 20’sini oluşturuyor.
WindEurope’un projeksiyonlarına göre, Avrupa’nın 2025-2030 döneminde yılda ortalama 30 GW yeni rüzgâr enerjisi kapasitesi kurması halinde, sektörde çalışan kişi sayısı 2030 yılında 607 bine ulaşacak. Bu senaryo, kuruluşun uzun vadeli rüzgâr enerjisi görünümüyle de uyumlu bulunuyor ve istihdam artışının güçlü biçimde süreceğine işaret ediyor.
Raporda, rüzgâr enerjisinin Avrupa’ya özgü güçlü bir sanayi altyapısına sahip olduğu da vurgulanıyor. Doğrudan istihdamın yaklaşık yarısı üretim faaliyetlerinden kaynaklanırken, Avrupa genelinde rüzgâr türbinleri ve şebeke bağlantı ekipmanları üreten 250’den fazla fabrikanın faaliyette olduğu belirtiliyor. Sektörün son iki yılda yeni tesisler ve kapasite artırımları için 14 milyar avronun üzerinde yatırım gerçekleştirmesi, bu sanayi tabanının daha da güçlendiğini gösteriyor.
Buna rağmen rapor, kapasite artışının Avrupa Birliği’nin hedeflerinin gerisinde kaldığına dikkat çekiyor. Mevcut projeksiyonlar, AB’nin 2030 yılına kadar 344 GW rüzgâr enerjisi kurulu gücüne ulaşabileceğini ortaya koyuyor. Bu rakam, resmi olarak belirlenen 425 GW hedefinin oldukça altında kalıyor ve planlanan istihdam artışının daha da hızlanabilmesi için kapasite büyümesinin ivme kazanması gerektiğini gösteriyor.
Rüzgâr enerjisinin yaygınlaşmasının önündeki başlıca engeller arasında uzun ve karmaşık izin süreçleri, elektrik şebekesi yatırımlarındaki yetersizlikler, elektrifikasyonun yavaş ilerlemesi ve ulusal ihale tasarımlarındaki eksiklikler öne çıkıyor. Bu sorunların çözülmemesi halinde, hem kapasite hem de istihdam hedeflerinin riske girebileceği belirtiliyor.
Raporda ayrıca, istihdam artışına rağmen sektörde ciddi bir nitelikli işgücü açığı oluşabileceği uyarısı yapılıyor. Rüzgâr enerjisi santrallerinin tüm yaşam döngüsü boyunca 235 farklı iş profili tanımlanırken, özellikle bazı teknik alanlarda acil ihtiyaçlar bulunduğu ifade ediliyor. 2030 yılına kadar Avrupa genelinde binlerce kanat teknisyeni, saha mühendisi ve ön montaj teknisyenine ihtiyaç duyulacağı belirtiliyor.
Bu tablo karşısında WindEurope, mesleki eğitimin ve işgücü planlamasının stratejik bir öneme sahip olduğunu vurguluyor. Rapora göre en fazla açık yaşanan kritik rollerin büyük bölümü Mesleki Eğitim ve Öğretim temelli olacak. Bu nedenle söz konusu kariyer yollarının daha görünür ve cazip hale getirilmesi, eğitim programlarının genişletilmesi ve farklı sektörlerden gelen çalışanların yeniden eğitilmesi gerektiği ifade ediliyor.
Kuruluş, politika yapıcılara sertifikaların uyumlaştırılması, Avrupa genelinde işgücü hareketliliğinin kolaylaştırılması ve teknik ile liderlik pozisyonlarında çeşitliliğin teşvik edilmesi yönünde çağrıda bulunuyor. Ayrıca WindEurope, sektörün ihtiyaçlarını daha iyi analiz edebilmek amacıyla, kullanıcıların işgücü verilerini ülke, iş profili ve proje aşamasına göre inceleyebileceği bir İşgücü Geliştirme Aracını devreye almayı planlıyor. Bu aracın, eğitim yatırımlarının daha doğru yönlendirilmesine ve yeni eğitim merkezlerinin en çok ihtiyaç duyulan bölgelerde kurulmasına katkı sağlaması bekleniyor.
