FutureFlow.Life

Avrupa Yeşil Mutabakatı, Türkiye’yi nasıl etkileyecek?

Avrupa Yeşil Mutabakatı, 2050 yılına kadar kadar net sıfır sera gazı emisyonu hedefine sahip. Bu da uluslararası ticarette çevresel uyumun gerekliliğini vurguluyor. Bu mutabakat, özellikle Türkiye gibi Avrupa Birliği ile yoğun ticaret yapan ülkelerin işletmelerini yakından ilgilendiriyor. Sürdürülebilir ve temiz teknolojilere geçişi teşvik ederken, AB’ye yapılan ihracatları karbon vergisine tabi tutarak sektörleri doğrudan etkiliyor. Peki, Avrupa Yeşil Mutabakatı, Türkiye’yi nasıl etkileyecek?

Avrupa Yeşil Mutabakatı: Türkiye için ne demek?

Avrupa Yeşil Mutabakat, özellikle lojistik ve ulaştırma sektöründe doğrudan etkilere sahip. Avrupa Birliği’ne ihraç edilen ürünler için Karbon Vergisi, zorunlu hale getirilmiş durumda. Bu da özellikle lojistik ve ulaştırma sektörünü etkileyen bir gelişme olarak öne çıkıyor. Türkiye’nin dış ticaretinin yüzde 70’ten fazlasını Avrupa pazarından sağlaması, bu sektördeki etkileşimi daha da önemli kılıyor.

Yeşil Mutabakat’ın etkileriyle ilgili değerlendirmelerde bulunarak AB Yeşil Mutabakatı’nın dünya ticaret trendlerini belirleyeceğini belirten uzmanlar, yerli işletmelerin rekabet avantajını sürdürebilmek için dijital alt yapılarını güçlendirmeleri ve regülasyonlara uyumlu iş modelleri üretmeleri gerektiğine vurgu yapıyorlar.

Özellikle lojistik sektöründe teknoloji kullanımına karşı gözlemlenen mesafeyi ele alan uzmanlar, sektöre uygun çevre dostu sistem ve ürünlerin geliştirilmesi ve bu sistemlerin kullanıcı dostu olması gerektiğini belirtiyorlar. Lojistik sektöründeki operasyonel aksaklıkların giderilmesi ve AB Yeşil Mutabakat kriterlerine uyum için yapay zekâ yatırımlarının önemine dikkat çekiyorlar.

Uzmanlar, lojistik ve kargo sektörüne yönelik ürün ve hizmet geliştiren firmaların, uçtan uca lojistik süreçleri kapsayan çözümler üreterek işletmelerin maliyetlerini azaltmaya ve sektördeki teknoloji kullanımını yaygınlaştırmaya yönelik çalışmalarının sektöre önemli katkılar sağlayabileceğine dikkat çekiyorlar. Ayrıca, pandemi sonrası online pazar yerlerinin taleplerini karşılamak için otomatize edilmiş sistemlerin kullanımının artması gerektiğini belirtiyorlar.

PATH Software House kurucu ortağı Kurucu Ortağı Murat Kader bu gelişmeleri şöyle değerlendirdi:

“AB Yeşil Mutabakatı, önümüzdeki süreçte dünya ticaret trendlerinin yönünü bizlere net bir şekilde gösteriyor. Küresel pazarlardaki payını korumak ve artırmak isteyen tüm yerli işletmecilerin, yatırımlarını dijital alt yapılarını güçlendirmekten ve regülasyonlara uyumlu iş modelleri üretmekten yana yaptıklarını zaten biliyoruz. Fakat lojistik ve ulaştırma sektöründe hala teknoloji kullanımına karşı mesafeli bir tutum görebiliyoruz. Özellikle istihdam edilen taşımacı personelin, geleneksel yöntemlerle operasyonları yönetmeye karşı eğilimi hala çok güçlü. Bizler de bu alışkanlıkları yenileri ile değiştirebilmek için PATH teknoloji laboratuvarlarında kargo ve lojistik sektörü için kolay kullanılabilir, çevre dostu sistem ve ürünler geliştiriyoruz.”

İlginizi çekebilir: Türkiye’nin yeşil dönüşümü, AB’ye de katkı sağlayacak

Exit mobile version