Avrupa genelinde elektrikli araçların (EV) popülaritesi, dizel araçların satışlarını geride bırakarak yeni bir dönüm noktasına ulaştı. 2024 yılı sonu itibarıyla Avrupa Birliği ülkelerinde kaydedilen yeni elektrikli araç sayısı, ilk kez dizel araçları aşmış durumda. Bu gelişme, hem otomotiv sektöründe hem de çevre politikalarında önemli değişimlerin işaretçisi olarak değerlendiriliyor.
Avrupa elektrikli araç kayıtları dizel araçların sayısından daha fazla
Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği’nin (ACEA) raporuna göre, elektrikli araçlar toplam kayıtların %20’sini oluştururken, dizel araçlar %18’de kaldı. Elektrikli araçların yaygınlaşmasında, hükümetlerin sunduğu vergi teşvikleri ve altyapı yatırımları büyük rol oynuyor. Almanya, Norveç ve Hollanda gibi ülkeler, elektrikli araç kullanıcılarına ücretsiz şarj istasyonları ve vergi muafiyetleri gibi avantajlar sağlıyor. Bunun yanı sıra, tüketicilerin çevre bilincinin artması ve fosil yakıtlı araçlara getirilen sınırlamalar, bu dönüşümü hızlandırıyor.
Elektrikli araçlar, karbon emisyonlarını azaltma hedefleri doğrultusunda hükümetlerin de desteğiyle hızla yaygınlaşıyor. Örneğin, Fransa’da 2024’te yürürlüğe giren bir yasa, şehir merkezlerinde dizel araç kullanımını sınırlandırarak elektrikli araç talebini artırdı. Ayrıca, Tesla, Volkswagen ve Renault gibi markaların piyasaya sürdüğü yeni modeller, geniş fiyat aralıklarıyla daha fazla tüketiciye ulaşmayı hedefliyor. Norveç’te ise elektrikli araçların pazar payı %80’e yaklaşmış durumda.
Elektrikli araçların dizel araçları geçmesi, çevre dostu bir ulaşım sistemine geçişin hızlandığını gösteriyor. Ancak bu dönüşüm, elektrikli araç şarj altyapısının güçlendirilmesini ve ikinci el pazarının genişletilmesini gerektiriyor. Sürdürülebilir ulaşım hedeflerine yönelik bu tür gelişmeler, Avrupa’nın enerji ve otomotiv sektöründe önemli bir değişimin habercisi olabilir.