Avrupa Birliği (AB), sıfır karbonlu ekonomi hedeflerine ulaşmak için 40 milyar euroluk (43 milyar dolar) bir yatırımı yönlendiren Avrupa Birliği İnovasyon Fonu‘nun ilk sonuçlarına odaklanıyor. Ancak, bazı projelerin – özellikle imalat ve hidrojen sektörlerindeki bazıları – hayata geçme konusunda zorluklar yaşadığı görülüyor.
AB İnovasyon Fonu’nda karşılaşılan zorluklar neler?
İnovasyon Fonu, Avrupa’nın emisyonlarını azaltmak için kilit bir role sahip olması beklenen yeni teknolojilere yatırım yapmayı amaçlıyor. Ancak, bazı projelerin hızlı bir şekilde başarısızlığa uğraması, AB‘nin 2040 iklim hedeflerine ulaşma kabiliyeti açısından endişe verici bir işaret olarak görülüyor.
Güneş paneli üreticilerinin işçi çıkarması, pil üreticilerinin Amerikan sübvansiyonlarını reddetmesi ve yeşil hidrojen projelerinin elektrik eksikliği nedeniyle durması gibi durumlar fonun karşı karşıya kaldığı zorluklardan sadece birkaçı.
Fon, bugüne kadar temiz teknolojilerin ölçeğini büyütmek için 6 milyar eurodan fazla tahsis etti. Ancak, özellikle imalat projeleri, mali zorluklarla karşı karşıya kaldı. Fonun verilerine göre, imalatçılara verilen hibelerin çoğu faaliyetlerin durdurulması veya projelerin tamamen iptal edilmesi ile sonuçlandı.
Avrupa Komisyonu’nun iklimden sorumlu genel müdürü Kurt Vandenberghe, fonun “geleceğin yeni, yenilikçi faaliyetlerine” yatırım yapmak için olduğunu ve bazı projelerin sona ermesinin makul bir riskin bir sonucu olduğunu belirtti.
Hidrojen, fondaki en büyük teknolojik bahislerinden biri olarak öne çıkıyor. Ancak, yeşil hidrojenin ekonomik olarak mümkün olamadığı ve maliyetleri düşürmeyi amaçlayan projelerin zorluklarla karşılaştığı görülüyor. Bu projeler arasında, Rotterdam’daki bir tesiste yeşil hidrojen üretmeyi planlayan Uniper SE’nin projesi ve Portekiz’deki hidrojen üretimini kuzey Avrupa’ya taşımayı amaçlayan bir proje bulunuyor.
AB’nin karbon piyasasını sıkılaştırması ve endüstrileri karbondioksit emisyonlarını azaltmaya zorlamasıyla birlikte, yeşil sübvansiyonlar için rekabetin artması bekleniyor. Ancak, şu anda, bazı Avrupalı yeşil üreticilerin ABD’deki sübvansiyonların cazibesi ve Çin’den gelen ucuz ürünlerin rekabetiyle karşı karşıya olduğu görülüyor.
Sonuç olarak, AB’nin karbon azaltma çabaları ve yeşil teknolojilere yapılan yatırımların önemi giderek artıyor. Ancak, projelerin hayata geçirilme konusunda karşılaşılan zorluklar, Avrupa’nın rekabet avantajının erozyona uğraması riskini taşıyor.
ilginizi çekebilir: Avrupa birliği ülkeleri, uluslararası enerji antlaşmasından çıkıyor!