ABD Enerji Bakanı Jennifer Granholm, Pazartesi günü ülkenin önemli hedeflerinden birini açıkladı. Biden yönetimi, ülkenin temiz enerjiye geçişinin bir parçası olarak, 10 yıl içinde ticari bir nükleer füzyon tesisi kurmayı hedefliyor. Nükleer füzyonun öncü bir teknoloji olduğundan söz eden Granholm, Başkan Joe Biden’ın füzyonu evlere ve işyerlerine güç verebilecek karbonsuz bir enerji kaynağı olarak kullanmak istediğinden bahsetti.
Granholm, Viyana’da The Associated Press ile yaptığı röportajda, ABD’nin Biden’ın on yıllık ticari füzyon vizyonunu gerçekleştirmesinin ihtimaller dahilinde olduğunu söyledi.
ABD, nükleer füzyon tesisi için hazırlanıyor
Füzyon, hidrojen atomlarını büyük bir güçle birbirine bastırarak çalışır. Bunlar birleşerek helyuma dönüşür ve muazzam miktarda enerji ve ısı açığa çıkar. Diğer nükleer reaksiyonlardan farklı olarak radyoaktif atık oluşturmaz. Nükleer füzyonun savunucuları, bunun bir gün fosil yakıtların ve diğer geleneksel enerji kaynaklarının yerini alabileceğini düşünüyor. Ancak evlere ve işyerlerine füzyonla enerji sağlayacak karbonsuz enerji üretmekten hâlâ oldukça uzaktayız.
Başarılı bir nükleer füzyon, ilk olarak Kaliforniya’daki Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı’ndaki araştırmacılar tarafından yıllarca süren bir çalışmadan sonra geçtiğimiz Aralık ayında elde edildi.
ABD Enerji Bakanı Jennifer Granholm, Viyana merkezli BM nükleer gözlemcisinin, devletlerin uluslararası taahhütlerini yerine getirdiklerini ve nükleer programlarını nükleer silah yapmak da dahil olmak üzere yasa dışı amaçlarla kullanmadıklarına dair övgüler yağdırdı. Gözlemci grubunun, nükleer programları denetlemek için 170’den fazla ülkeyle anlaşması bulunuyor. Amaç, nükleer faaliyetlerini ve nükleer materyallerini doğrulamak ve bunların enerji üretimi de dahil olmak üzere barışçıl amaçlarla kullanıldığını ortaya koymaktır.
Nükleer enerji, Biden yönetiminin 2035 yılına kadar karbon kirliliği olmayan enerji sektörüne ve 2050 yılına kadar net sıfır emisyon ekonomisine ulaşma hedefinin önemli bir bileşeni olarak biliniyor.
Konu radyoaktif atıklar için depolama alanı bulmanın zorluğuna geldiğinde Granholm, ABD’nin ülke çapında geçici bir depolama alanına ev sahipliği yapmaya istekli olabilecek toplulukları belirlemek için bir süreç başlattığını söylüyor. Şu anda kullanılmış yakıtın çoğunun ise ülke genelindeki nükleer reaktörlerde depolandığına da değiniyor.
Ülkeler nükleer silahları kendileri üretebilir
ABD şu anda kullanılmış nükleer yakıtı geri dönüştürmüyor. Ancak Fransa dahil diğer ülkeler bu konuda zaten deneyime sahip. Harcanan nükleer yakıt, yeni yakıt oluşturulacak şekilde geri dönüştürülebilir. Ancak süreci eleştirenler, bunun uygun maliyetli olmadığını ve atom silahlarının yayılmasına yol açabileceğini söylüyor.
Washington merkezli Silah Kontrol Derneği’ne göre, geri dönüşümle ilgili iki endişe bulunmaktadır: Geri dönüşüm süreci, plütonyumun teröristler tarafından çalınma riskini artırır ve ikinci olarak, ayrıştırılmış plütonyuma sahip olan ülkeler nükleer silahları kendileri üretebilirler.
Granholm, konu ile ilgili konuşurken nükleer silahların yayılmasını önleme tedbirleri mevcutken, oldukça dikkatli bir şekilde yapılması gerektiğinden söz ediyor.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü Plazma Bilimi ve Füzyon Merkezi direktörü Profesör Dennis Whyte, ABD’nin on yıl içinde pilot ölçekli bir gösteri için çalışan birçok şirketin araştırma ve tasarımlarını ilerleterek füzyon konusunda akıllı bir yaklaşım benimsediğini söyledi.
Temiz hidrojen projeleri hakkında konuşan Granholm, ABD hükümetinin kapanıp kapanmayacağına bağlı olarak, Biden yönetiminin Ekim ayında, çift taraflı altyapı yasası tarafından finanse edilecek olan 8 milyar dolarlık bir hidrojen merkezi programı hakkında detayları açıklayabileceğini belirtti. Granholm, hedeflerinin temiz hidrojenin maliyetini on yıl içinde kilogram başına 1 dolara indirmek olduğundan söz etti.