Elektrikli okul otobüsleri, çevreyi koruma ve öğrenci sağlığını iyileştirme konusunda önemli bir adım olarak görülüyor. 2024 yılı itibarıyla, bu alanda büyük yatırımlar yapılmaya devam ediliyor.
ABD genelinde her gün yaklaşık 490.000 okul otobüsü, milyonlarca öğrenciyi taşımak için yollara çıkıyor. Ancak bu otobüslerin çoğu dizel yakıtla çalıştığı için hem sürücüler hem de öğrenciler zararlı kirleticilere maruz kalıyor. Elektrikli okul otobüsleri ise sıfır egzoz emisyonuyla daha temiz ve sağlıklı bir alternatif sunuyor. Son yıllarda, okul bölgelerinde bu araçların sayısının artması, özellikle devlet ve federal yatırımlar sayesinde hız kazandı.
Federal ve eyalet destekleriyle dönüşüm hızlanıyor
ABD Kongresi’nin İki Partili Altyapı Yasası kapsamında, okulların elektrikli otobüslere geçişini desteklemek için 5 milyar dolarlık bir bütçe ayrıldı. 2022’de başlatılan Temiz Okul Otobüsü Programı ile, okul bölgeleri eski dizel otobüsleri yeni elektrikli modellerle değiştirmek için hibe ve indirimler alabiliyor. Programın ilk turunda, EPA’ya yaklaşık 4 milyar dolar değerinde 12.000 otobüs için başvuru yapıldı. Bu talep, başlangıçta planlanan 500 milyon dolarlık bütçenin iki katına çıkarılmasını sağladı.
2023 yılında ise ikinci bir finansman turu başlatıldı ve bu kez okullara indirim yerine hibe verildi. Bu yeni hibeler, özellikle kırsal ve ihtiyaç sahibi okul bölgelerine öncelik vererek seçildi. Ayrıca, Enflasyon Azaltma Yasası ile sıfır emisyonlu ağır hizmet araçlarına, özellikle sınıf 6 ve 7 okul otobüslerine geçiş için 1 milyar dolar daha ayrıldı. Bu fon, aynı zamanda çöplük kamyonları ve toplu taşıma otobüsleri gibi diğer ağır elektrikli araçları da kapsıyor.
Devlet düzeyinde de birçok eyalet, dizel otobüsleri elektrikli modellerle değiştirmek için kendi yasalarını çıkardı. California ve New York gibi eyaletler, bu alandaki en büyük yatırımları yapan bölgeler arasında yer alıyor. 2024 yılına gelindiğinde, ABD’nin 48 eyaleti elektrikli okul otobüsleri için fon almış durumda.
Elektrikli okul otobüslerine geçiş, yalnızca çevreyi korumakla kalmayıp, aynı zamanda çocukların sağlığını da doğrudan etkiliyor. Dizel motorlu otobüsler, astım ve diğer solunum sorunlarına yol açabilen ince partiküller ve diğer zararlı emisyonlar yayıyor. Elektrikli otobüsler ise sıfır emisyonla bu riski ortadan kaldırıyor.
Ancak, bu geçişin maliyeti yüksek olduğundan, federal ve eyalet desteği olmadan okul bölgelerinin bu dönüşümü gerçekleştirmesi zor olabiliyor. Bu nedenle, devletler ve yerel yönetimler, bu geçişi hızlandırmak için teşvik programları oluşturarak okul bölgelerini destekliyor. Bu geçişin başarılı olabilmesi için, okulların elektrik altyapısını güçlendirmesi ve şarj istasyonları kurması da büyük önem taşıyor.
Özellikle kırsal bölgelerdeki küçük okul bölgeleri, bu sürece dahil olabilmek için ek yardımlara ihtiyaç duyuyor. Finansman seçeneklerini keşfetmek ve mevcut hibelerden faydalanmak, bu bölgeler için kritik önem taşıyor. Bununla birlikte, enerji şirketleriyle erken dönemde iş birliği yapmak ve elektrikli otobüslerin şarj maliyetlerini düşürmek için stratejik planlar yapmak da süreçte kilit rol oynuyor.
ABD’deki okulların elektrikli otobüslere geçişi hız kazansa da, hala kat edilmesi gereken uzun bir yol var. 2026 yılına kadar daha fazla finansman turu açılması bekleniyor ve bu süreçte okulların federal hibelerden faydalanabilmesi için hazırlık yapması gerekiyor. Ayrıca, elektrikli otobüslerin yalnızca öğrenciler için değil, aynı zamanda eğitimciler ve toplumun geri kalanı için de faydalı olduğu mesajının yayılması, bu geçişin hızlanmasına katkı sağlayabilir.